Hani rabbin meleklere, “Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım” demişti.[1]İşte her şey bu sözle başladı. Rabbimiz bilen, düşünen, idrak eden, seçimler yapan ve çözümden sorumlu olan bizleri yaratmak istedi ve yarattı. Ancak kibir girdi devreye ve mücadele başladı. Kıyamete kadar sürecek olan Hak ve Batılın mücadelesi.

Bir yanda biz varız. Bize verilen kuvvet ve kudreti kullandığımızda kendimizden kat be kat güçlü olan her kuvveti alt edebilecek şekilde en üstün meziyetlerle donatılanlar. Bir yanda da Batıl.

Bir yanda biz varız, Rabbimizin “Şüphesiz, sapmışlardan sana uyacak isyankârlar dışında kullarım üzerinde senin hâkimiyetin olmayacaktır.”[2]diyerek  güvendiği, bir yanda mühlet verdikleri.

İmtihan süreci denilen şey aslında kendini ve meziyetlerini tanıma gayretidir.

Allah’a verdiğimiz sözü yerine getirme mücadelesidir.

İmtihan, sapla samanın ayrıştırılma merhalesi.

Kulun kendini ve Rabbini bilmesi meselesi.

İçimizdeki bizi ortaya çıkarma ve bu çıkan kişiyi olgunlaştırma safhası.

Ve Rabbimiz bu imtihanın mekânını yeryüzü olarak belirledi. Ve bu süreç adil olsun diye, bizlere verdiği onca meziyetin yanında doğru ile yanlışı, yasalarını anlatan kitaplar ve bu kitapları uygulamalı olarak gösteren peygamberler gönderdi. Peygamberler de bizlere iyilik, güzellik, bolluk ve refahla denendiğimizde sabır küpünü nasıl kullanacağımızı, bu küpten çıkan iksirle üretme potansiyelimizi nasıl geliştirebileceğimizi, ıslah ve imarı nasıl sağlayabileceğimizi gösterdiler. Tam tersine hastalık, darlık, sıkıntı, zulüm ve zahmetle sınandığımızda ise sabır küpünü kullanmamızı ve bu durumda da kötü olan durumların üstesinden gelmeyi, kötüyü ve kötülüğü nasıl kontrol altına alabileceğimizi ve kötüye yönelen nefsimizi terbiye ediş aşamalarını gösterdiler.

Biz peygamberlerin hayatından bunun yaşam boyu devam eden bir süreç olduğunu gördük. Ve bu devamlı olan süreçte yaşanan her bir olayın öğrenme ve eğitim aracı olduğunu da. Bu esnada önemli olan şey ıslah etmekti. Düzeltmek, üretmek, feraha kavuşturmak… Bu da sıkıntıların, yanlışların, günahların, kirlerin oluşmaması için uğraşırken, oluşanları da temizlemek demekti.

Tevbe, imtihan sürecindeki silme tuşuydu. Yanlışları silmekti. Silmek bir daha yanlış yapmamak için adım atmak demekti. Yapılanları telafi etmek, atılacak adımlar için gayret göstermekti. Ayakta ve hazır olma haliydi bu.

İmtihan süreci, yaşam boyu öğrenme sistemiydi aslında. Hayırda da, şerde de, güçlüyken de güçsüzken de bir şeyler yapmak, halife olmak ve ne için yaratıldıysak o gerçeğe göre yaşamayı öğretmek için bize sunulan.

Öyleyse; “Ey örtüsüne bürünen! Kalk artık uyar. Sadece Rabbini yücelt.”[3]

 

[1] Bakara 30

[2]Hicr 42

[3]Müddessir 1,2,3

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir