Yollar…Bazen kıvrımlı, bazen düz, bazen taşlı, bazen asfalt…Kimi zaman daralan, kimi zaman çok şeritli…

Yoldayken kurallara uymak gerek. Uykulu ya da aklı başında değilken(!) araç kullanılmaz. “Ters şeritten gitmek istiyorum,” diyemezsin. “Akşam vakti farlarımı yakmayacağım” dersen, sinyal vermeden şerit değiştirirsen kaza yapar ya da kazalara sebebiyet verirsin.

Aslında dünyaya geldiğimiz anda da yolculuk başlıyor. Bizi Rabbimize götürecek bir yolculuk. Geliş sebebi belli. “Ben cinleri ve İnsanları ancak bana ibadet (Kulluk) etsinler diye yarattım.” [Zariyat 56] Varış noktası ve yolda uyulması gereken kurallar da belli. Bunlar yazılı halde, hem de en iyi uygulayanların örnekliğiyle bize sunuluyor. Bu kuralların uygulanabilmesi için, techizatlandırma da yapılmış durumda.

Bunları tanımalı ve kullanmalıyız.

Rabbimizin bize vermiş olduğu nimetler ve meziyetler nelerdir?

A-Akıl, İman ve Nefs

B- Diğer tüm canlılardan farklı olarak dört temel özellik.

  1. Doğru ile yanlışı birbirinden ayırma.
  2. Faydalı olanı zararlıdan ayırma.
  3. Adaleti zulümden ayırma.
  4. İyi olanı kötüden ayırma.

İnsan nefsi itibariyle şeytani, ruhu itibariyle meleki bir varlıktır.Amacımız nefsimizi öldürmek, yok etmek değil terbiye etmektir. Çünkü nefsimizi terbiye ettiğimiz ölçüde yukarıda bahsedilen özelliklerimizi kullanabilmekteyiz.Örneğin;” İlimde ve hizmette hırs göstermek güzeldir, şöhret için malda ve makamda hırs göstermek çirkindir. Hakta inat etmek güzeldir. Batılda inat etmek, çirkindir. Zalimlere öfke duymak güzeldir, müminlere öfke duymak çirkindir.
İşte, nefsin mahiyetinde yer alan duyguların, arzuların hayra yönlendirilmesi, nefsin öldürülmesinden, yani büsbütün sesini kesmekten çok daha faydalıdır.”[Bkz. Nursi, Mektubat]

Peki, bu iş nasıl olacak?

Öncelikle nefsin kusurları görülecek. Cezalar vererek törpülenmeye çalışılacak. Şüpheli şey yenmişse aç bırakmak, sabah namazına kalkılamadıysa ertesi geceyi uyumadan geçirmek gibi cezalar verilmeli. Manevi alanda kendilerini yetiştiren büyüklerimiz hep bu şekilde ilerlemişler ve bize de bunu nasihat etmişlerdir.Alâeddîn-i Attâr hazretleri buyurduki;“Kişi kendisini dünyaya bağlayan şeylerin hangisinden istediği ân vazgeçebiliyorsa, bunun maksada mâni olmadığını anlamalıdır. Hangisini terk edemiyorsa ve gönlünü ona bağlı tutuyorsa, onun Hak yoluna mâni olduğunu anlamalı ve o bağlılığın kesilmesine çalışmalıdır.”

Kalp, hem ruhumuza, hem nefsimize tatlı gelen şeyleri sever. Ayırt edemez. Kalbi kuvvetlendirmek, nefse istediklerini vermemek ve onlardan uzaklaşmakla olacaktır. Bu şekilde kalp yalnızca iyi, doğru, güzel olanı anmak ve bunların hakimiyetinde yaşamak isteyecektir.

Menzile ulaşmak için çıkılan bu zorlu yolda, trafik canavarı olmamak ve emniyet halinde seyretmek için kurallara uyalım. Uymayanları uyaralım!

1-NEFSİN GIDASINI KESMELİ, AZ YEMELİ!
Allah (cc) nefse sorar; sen kimsin, ben kimim?
Nefis; “Sen sensin, ben benim” der. Keyfiyeti Allah (cc) tarafınca bilinen bir süre, ateşle terbiye görür. Sonra Rab yine sorar, cevap değişmez.
Bu defalarca tekrarlanır, her defasında cevap aynıdır;
Nefis;  “Sen sensin, ben benim” der.
Ateşle terbiyede sıratı müstakime girmemekte direnen nefisi, Rab bu defa açlık imtihanına sokar. Soru yinelenir; sen kimsin ben kimim?
Rabbi karşısında durduğu yeri ve duruş şeklini bilemeyen nefis, asıl şekline dönmüştür.
“Ya Rab ben aciz, fakir bir kulunum, sen benim Rabbimsin.”

2-NEFİS YOLA GELMELİ, AZ KONUŞMALI!

“Her sabah, bütün uzuvlar, yalvararak dile derler ki: Bizim hakkımızı gözetmekte, Allah’tan kork, kötü söz söyleme, bizi ateşte yakma! Bizim dine uyup uymamamız senin sebebinledir. Sen doğru olursan biz de doğru oluruz. Sen eğri olursan biz de eğri oluruz.” [Tirmizi]

“Allah’a ve ahirete inanan, ya hayır konuşsun veya sükut etsin!” [Buhari]

3-KALBİ UYANDIRMAK İÇİN, NEFSİ UYUTMAMALI!

“Ümmetim için en çok korktuğum şey, göbek büyüklüğü, uykuya devam, tembellik ve iman zayıflığıdır.” [Deylemi]

“Çok yiyip içene ve çok uyuyana Allahü teâlâ buğzeder.” [İ. Gazali]

4-ALLAH’A YAKINLIK İÇİN, BOŞ İŞLERDEN UZAK DURMALI VE ÇOKÇA İBADET ETMELİ!

“Kulun Rabb’ine en yakın olduğu hâl secdedir; öyle ise secdede O’na çokça dua edin.”[Müslim]

“Her kim benim veli (has) kuluma düşmanlık ederse, Ben de ona karşı harp ilân ederim. Kulum kendisine farz kıldığım şeylerden daha sevimli hiçbir şeyle bana yakınlık kazanamaz. Kulum (farzlara ilâve olarak yaptığı) nafile ibadetlerle bana yakınlık kazanır da nihayet Ben onu severim. Onu sevince de onun işiten kulağı, gören gözü, tutup yakalayan eli ve yürümesine vasıta olan ayağı olurum (Hâsılı; onun işitmesi, görmesi, tutması, yürümesi doğrudan doğruya meşîet-i hâssa dairesinde cereyan etmeye başlar). Böylesi bir kul Ben’den bir şey isterse istediğini muhakkak ona veririm. Bana sığınırsa onu hıfz ve sıyanetim altına alırım.”[Buharî]

5-KALBİ EMNİYET VE İMAN İLE DOLDURMAK İÇİN, ÖFKEYE SAHİP OLMALI!

“Öfkelenen, dilediğini yapmaya gücü yettiği halde, yumuşak davranırsa, Allahü teâlâ da onun kalbini emniyet ve iman ile doldurur.” [İbni Ebid-dünya]

İbnu Mes’ud radıyallahu anh anlatıyor.

“Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm (bir gün):

“Siz aranızda kimi pehlivan addedersiniz?” diye sordu.

“Erkeklerin yenmeye muvaffak olamadığı kimseyi!” dediler.Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm:

“Hayır, dedi, gerçek pehlivan öfkelendiği zaman nefsine hâkim olabilen kimsedir.”[Müslim,Ebu Davud]

6-NEFSİ TAŞKINLIKLARDAN KORUMALI, DOSDOĞRU OLMALI!

“Sen, beraberindeki tevbe edenlerle birlikte emrolunduğun gibi dosdoğru ol. Aşırı gitmeyin, doğrusu Allah yaptıklarınızı görür.” [HUD 112]

7-BİRLİKTELİKLERE DİKKAT EDİLMELİ, SALİHLERLE OLMALI!

Eğer yolda kendimizi(özelliklerimizi), ne için yola çıktığımızı, nereye ulaşacağımızı, nasıl yürüyeceğimizi unutur ya da yanılırsak, bize varış noktasını hatırlatacak, elimizden tutacak salih insanlarla birlikte olmak yürümemizi kolaylaştırır.

“Ey îmân edenler! Allâh’tan ittikâ edin ve sâdıklarla berâber olun!” [et-Tevbe, 119]

8-KALBİ HUZURA ERDİRMEK İÇİN, ZİKRETMELİ!

İnsan sürekli sevdiğinin özelliklerinden bahsetmek, anılarını hatırlamak, aramak, görmek, konuşmak, birlikte olmak ister. Bir kimsenin başkasına olan sevgisi onu çok hatırlamasından anlaşılır. İşte, bizi bizden çok seven Rabbimizde,  kalbimizin nasıl huzur bulacağını bildirmiş.

“Bunlar, iman edenler ve kalpleri Allah’ın zikriyle mutmain olanlardır. Haberiniz olsun; kalbler yalnızca Allah’ın zikriyle mutmain olur.” [RA’D-28]

9-TEMİZLENMEK İÇİN SADAKA VERMELİ!

Nefsi terbiye etmenin bir yolu da Allah için sadaka vermektir.

“Suyun ateşi söndürdüğü gibi, sadaka da günahları yok eder.”[Tirmizî]
“Sadaka, kibri ve övünmeyi yok eder.”[Tirmizî]

10- KURTULUŞA ETMEK İÇİN, HAKKI VE SABRI TAVSİYE ETMELİ!

“İnsanların en hayırlı, en değerli olanları, insanlara en faydalı olanlarıdır.” [eş-Şihb, Müsned]

“Asra yemin olsun ki, İnsan mutlaka ziyandadır.Ancak iman edenler, salih amel (iyi işler) işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye eden ve sabrı tavsiye edenler bunun dışındadır.”[Asr suresi]

“Fazilet yönüyle insanların hangisi daha üstündür?” sorusuna “Canıyla, malıyla Allah yolunda savaşan mümindir” [Buhârî]

Allah’a layık bir kul olmak için geldiğimiz bu yoldaO’nun dinini yüceltmek ve yaymak için gece gündüz çalışanlardan Kur’anı Kerimde şu şekilde bahsediliyor: “İnananlardan özürsüz olarak yerlerinde oturanlar ile, mal ve canlarıyla Allah yolunda cihat edenler birbirine eşit değildir. Allah, mal ve canlarıyla cihat edenleri, mertebe yönüyle oturanlardan üstün kılmıştır. Allah hepsine de cenneti vadetmiştir, ama Allah cihat edenleri, oturanlara, büyük ecirler, dereceler, mağfiret ve rahmetle üstün kılmıştır” [Nisâ, 4/95-96]

En güzel terbiyeciye layık olacak adımlar atmak duasıyla.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir