Denilir ki; “Kız çocuk doğduğunda babasına cennet kapıları açılır. Evlendiğinde kocasının imanının yarısı tamamlanır. Anne olduğunda cennet ayağının altına serilir.”

Bir şeyin gerekliliğini, önemini belirlemeye yarayan saymaca ölçüye; değer denir.

Peygamberimizin hadisi şeriflerinden yola çıkılarak söylenen bu söz aslında kadına verilen değeri gözler önüne serer.

Erkek için huzur kaynağı olarak nitelenir kadın. Çocuk için şefkat ve merhamet, aile için terbiye ve düzen, toplum için medeniyet kaynağı. Tüm bunlar için gerekli ve önemli.

Allah isteseydi hayvanlar gibi her şeyi bilerek doğardık. Annenin yanında tek tek öğrenmezdik hayatsal faaliyetleri. Ve aslında önemli olan yalnızca öğrendiğimiz bilgiler değil o bilgileri öğrenirken ki usul, sevgi, hoşgörü. Ve bunların temeli ailede atılır, ailede düzen ve  terbiyede anneden geçer.

Allah isteseydi sevgi ve merhamet ihtiyaç olmaz ağaçtan meyve yetişir gibi çocuk yetişirdi. Ya da bir makinaya yazardık istediğimiz ölçüleri, yaşı, fiziki ve ahlaki özellikleri. Düğmeye basınca çıkardı ortaya istediğimiz özelliklere sahip çocuğumuz.

Ancak Allah’ın vekili olacak insanlar yalnızca sekinet (nefisteki telâşın kesilmesi ile hâsıl olan kalb huzuru) ile yetişebilirdi. Bunun içinde Allah’uTealainsanın rahmet ve merhametle kuşanmış bir varlık olmasını istedi. Ve yılmak bilmeden tekrar edebilen, her ayrıntıyı ve tüm olasılıkları hesap eden, uykusuzluğa ve acılara normal insan kapasitesinin üzerinde dayanabilen, sevgi ve merhametle dokunduğu her yeri güzelleştiren özelliklere sahip olan kadını yarattı.

Erkekten farklı fiziksel özelliklerle yaratıldı. Bu özellikleri ona ayrıcalık tanıdı zaten. Yaratılış gayesine uygun hareket etmesini sağladı. Bebeğini taşıyabildi bedeninin içinde, koruyabildi ve besleyebildi farklı özellikleri sayesinde. Farklı duygusal özelliklerle yaratıldı ve bu özellikler sayesinde terbiyeci ve huzur kaynağı olabildi.

Yaratıcımız insanlara nasıl yaşayacağını ve güçlerini nasıl kullanacağını gösterdi. Özelliklerinin neler olduğunu, bu özelliklerin nerde güç, nerde zorluk olabileceğini, kapasitesini, sınırlarını, diğer yaratılanlarla ilişkilerini kullarına göndermiş olduğu öğretmenler yani peygamberlerile ve bu öğretmenlere gönderdiği kitap yani müfredat ile tek tek gösterdi.

Müfredattaki sınırları, konuları, kuralları öğretmenimiz tek tek örneklerle açıkladı. Hangi konuda hangi kurala uyacağımızı, kime nasıl davranacağımızı ve kimin nasıl davranacağını en ince ayrıntısına kadar yaşayarak anlattı.

Bu anlatılanlara bakıldığında üretme gücü ile yaratılmış, güzellik ve merhameti ile özelleştirilmiş biz kadınların kendimizi buna göre güncelleme görevimiz var. Eşimizi teskin ederken, yanında ve yardımcısı olurken, sendelediğinde, zayıfladığında güçlendirerek, hayrı hatırlatıp yanlış yapmasını engelleyerek huzuru oluşturma görevimiz var. Dünyaya getirirken, doyururken, eğitirken, büyütürken şahsiyetli bireyler yetiştirerek, zinciri sağlamlaştırma görevimiz var. Evinde, işinde, mahallesinde, çocuklarının okullarında iyiliği hatırlatarak, iyiliklerde öncü olarak, kötü olan düşünce, davranış ve sözleri engelleyerek nerde bulunuyorsa orayı imar etme görevimiz var.

Bu noktada görevimiz büyük, rolümüz önemli.

Ama bizim Kod adımız: Huzur 🙂

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir