Kapayın gözlerinizi…

Kim olduğunuzu, nerde olduğunuzu, ne yaptığınızı, ne yapmadığınızı, neye vakit harcadığınızı, neye vakit bulamadığınızı, pişmanlıklarınızı, öfkelerinizi, mutluluklarınızı, heyecanınızı, huzurunuzu düşünün. Hadi yapın bunu. Her akşam yatmadan önce yapın mutlaka. Buna ister hayat kalitesini yükseltmek deyin, ister ölmeden önce ölmek ve nefsi hesaba çekmek…

Günümüzü nasıl değerlendirdik? Haftamız nasıl geçiyor? Ömrümüzü nasıl ve ne uğrunda harcıyoruz? Kendi planlarımız ne şekilde? Ve planlarımızı uygularken başarılı mıyız? Peki, ani gelişen olaylarda (imtihan) hangi yolu izliyoruz? Duygu ve düşüncelerimizi kontrol altında tutabiliyor muyuz?

Kafamızda bir sürü soru. Konumuz ne bizim? Zaman mı? Kaliteli hayat mı? Biz kimiz mi? İrade mi?

Aslında hepsinin içinde bir konu; Bağımlılık…

Maddeye, insanlara, teknolojiye, davranışlara karşı dürtülerini kontrol edemeyerek bağımlı olma hali. Beyinde dopaminhormonunun salgılanmasını sağlayarak insana hoşluk veren davranışların sürekli tekrarlanması.

Yani bir amaç için bu dünyaya gelmiş insanların, akıp giden zaman içinde amacını unutarak ya da unutmasa da duygularını ve davranışlarını kontrol edemeyerek hayatını boşa geçirmesi…

Zamanımızı düzensiz geçirerek hayat kalitemizi düşüren, amaçlarımızı unutturan, akşam olduğunda pişmanlıkla geçirilmiş bir gün yaşamamızı sağlayan şeyler aslında çok masum başlayarak yavaş yavaş bizleri kendine esir ediyor. Çevremdeki insanlarla konuştuğumda hepsi aynı şeyden şikâyetçi: “Zaman yetmiyor.” Ancak zamanın yetmemesinin sebepleri araştırıldığında altından çıkan sebep çok yoğun olmak, zamanın kısalması filan değil. Günü nasıl geçirdiğimizi dakika dakika kayıt altına aldığımızda gerçek sebep ortaya çıkıyor. Aslında sebep hep aynı davranışlara takılı kalmamız, özellikle internette işlerimizin dışında gezinir hale gelmemiz, işlerimiz çok yoğun olsa bile o işler arasında sosyal medyayı, gruplarımızı kontrol etmemiz ve farkında olmadan dakikaların ilerlemesi.

Peki bu davranışlarımızı nasıl kontrol altına alabiliriz?

1-O halde boş kaldın mı, kalk ve başka bir işe koyul.( İnşirah 7)

Emriyle her an hem dini hem de dünyevi anlamda bir şeyler yapma gayretinde olmalıyız. Yaptığımız işleri insanların en hayırlısı olma yolunda yapmalıyız.

2-“Yaptığınızı(işinizi) güzel yapın; Allah (işini) güzel yapanları sever.”(Bakara, 2/195)

Her yaptığımız işi de ihsan üzere, Allah’ı Tealanın gördüğü bilinciyle yapmalı, kibir, riya ve hırstan kendimizi korumaya çalışmalıyız.

3- Müminin kalbi, kaynayan tencereden çok değişikliğe maruz kalır.) [Hakim]

Ve “ Kalpler Ancak Allah’ı anmakla mutmain olur.” (Rad 28)

Allah’ı anmak içinde kalbimizi buna hazır hale getirmeliyiz Kalbimize sahip çıkmalıyız. Sürekli yoklamalıyız. Ne durumda olduğuna, neyle doldurduğumuzadikkat etmeliyiz.

4-“Ey iman edenler! Allah’tan korkun ve sadıklarla beraber olun.” (Tevbe, 119)

Tasavvuf ehli, bireylerin başkaları ile birlikteliklerini dört grupta tasnif etmişlerdir:

  1. Gıda gibi gerekli birliktelikler.
  2. İlaç gibi gelen birliktelikler.
  3. Hastalık ve dert getiren birliktelikler.
  4. Helâk edici ve bitirici birliktelikler.

(İrfan Gündüz, “Tasavvufî Bir Terim Olarak Râbıta”,

M.Ü. İlahiyat Fakültesi Dergisi, Sayı:7-10, Yıl:1989-1992, İstanbul 1995, s. 257)

Arkadaşlarımızın hali bizim halimize, düşüncesi düşüncemize, davranışları davranışlarımıza dönüşecek zamanla. Bunun bilincinde olarak beraber olduğumuz insanlara dikkat etmeliyiz.

5- Orta yolu tutun, istikâmetten ayrılmayın.) [Müslim]

Her konuda, birliktelikte, işte,davranışta, dinlenmede hep orta yolda olmalıyız.

Şimdi yine soruyorum, kalbimize, saatlerimize, davranışlarımıza dikkat edersek, orta yoldan çıkmadan, her an Allah’la birlikte olduğumuz bilincinde hareket edersek, birlikteliklerimizi Allah’a taşıyan birliktelikler haline getirirsek o zaman neye haddinden fazla meyledebiliriz? Bağımlı olup zihnimizi devre dışı bırabilir miyiz? Akşam olduğunda pişmanlık duyar mıyız günümüzden? Boşa geçirilen vakitlerin sıkıntısı çöker mi yüreğimizin ortasına?

 

O zaman ne yapıyoruz?

Saatlerimizi zafere ayarlıyoruz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir